dun onceki postlarimdan hatirlayacaginiz bahar'in 4. yasgunu partisine gittik. kurupasta, bir masanin etrafina toplanmis ortayasli teyzeler, ortalikta ciglik atarak kosusan 2-6 yas grubu tamami pembe giymis kiz cocuklari derken her 22 yasinda akli dengesi yerinde gencin hayalini kuracagi ideal bir partiydi. alkol su gibi akti, sevimli komedyen mehmet ali erbil esprileriyle davetlileri kirdi gecirdi.
partinin sonlarina dogru cocuklar buyuk bir nese icinde sandalye kapmaca oynamaya giristiler. onlarin bu sen haline bakarak kardesimle "bizi de alsalar aralarina biz de oynasak" diye hayallere dalarken birden aklim basima geldi. oynanan oyunun buyuklugune kucuklugune, kazanana verilecek bir odulun olup olmamasina, rekabetin derecesine, rakiplerin seviyesine bakmaksizin her oyunda bunyesini acayip bir hirs kaplayan ben, buyuk ihtimalle allah yaratti demez, bunlar 5 yasinda sabi subyan demez, cocuklari ittirmek, saclarini cekmek, gerekirse altlarindan sandalyeleri cekmek gibi machiavelli'nin gururdan gozlerini yasartacak yontemlere basvurur, o oyunu kazanmak icin elimden geleni yapardim.
analar babalar, cocuklariniz umraniye canavari'nin elinden ucuz kurtuldu, haberiniz yok.
1 comment:
yine günümü yaptın şekerim :)
Post a Comment