bu aralar etrafimda evlenen evlenene. ben de bu firsattan istifade ben evlencek olsam ne yapardim, nasil bir dugun isterdim oturdum bunu dusundum.
planim yabanci, turk kulturune cok da asina olmayan, safca bir damat adayi bulmak. adami bulduktan, isleri ciddiye bindirdikten sonra "ama askim bizde adet boyle" diye surekli icat cikaricam. 'bizde kiz istenirken buyuklerin eli opulur, kayinpederin de eli yalanir'; 'dugunden once sana kina gecesi yapicaz ve bindalli icinde cayda cira oynicaksin' dicem. adam bu engelleri sabirla asip dugun gunune gelirse "yaa askim bak turkusu bile var, aynali koruk olmazsa ben gelin gitmem" diye ayak diricem. olur da bi yerden aynali koruk bulup getirirse "ud kemane calmazsa aynali koruge de binmem" dicem.
hayalimdeki dugun iste bu! (dedi ve sonsuza kadar bekar kaldi).
9 comments:
arkadaşım arada şuraya bir şeyler yazsana. bir de formspring olayı vardı nooldu ona?
istanbuldayimtakiliyorum.wordpress.com var, oraya alalim sizi?
formspring'den soru gelmeyince neylesin mabud?
mabudla mahmut'un sırası karışmış, ama olsun. bu konsept iyiydi ya. değişiklik de iyidir.
aa di mi, rezalet :(
bu konspet baya baya kendini tüketti sanki, artık yeni şeyler söylemek lazım (kendini mevlana sanıyo :( )
ama çok soğuk olmuş ya. lisedeyken tuttuğum günlüklere benzemiş. (gece gece bunalıma soktun beni, alacağın olsun.)
altına komiklikli yorum atılamıyor ki yazıların! (farkındaysan oraya yazmadım bunu, kıyamadım.)
konspet spet yumurta... (tamam, dalgamı geçtim alacaa sildim.)
lisedeyken çok zeki, gözlem yeteneği kuvvetli, beğenisi incelmiş, yetenekli birisiymişsin belli!
her şey mi komiklik :(
internette yığınlarca soğuk yer varken, burası sıcak ve samimi bir köşe olarak hep sevdiğim, rahatlamak için uğradığım bir yerdi. ufak bir kafeyi yıkıp yerine makdanılt açmış gibi oldun.
onların hangisi gerçek, hangisi rüya, hangisi kurgu anlayamıyorum ben. hamburger yerkenki kandırılmışlığı hissediyorum.
çok ağır laflar bunlar -- hepsi gerçek desem affolunur muyum biraz :(
seni affetmem için bu blogu devam ettirmen gerekir, ama bunu yapmanı sahiden istemem. içinden ne geliyorsa onu yapacaksın elbet.
aslında, gerçeklikle değil de, yapaylıkla ilgiliydi eleştirim. hayattan kopuk satırları herkes yazıyor, yayınlıyor. (takdir edersin ki yaşanmış bir şeyi anlatmak, 'yaşayan' bir metin ortaya koymaya tek başına yetmiyor.) bence önemli olan, samimi bir atmosfer yaratabilmek. ben bu yetenekten yoksunum, ama sende bunun mevcut olduğunu görüyorum. mesafe ve soğukluk sana yakışmıyor.
Post a Comment