batı cephesi

-seliiiiin!
-efendim?
-ben bugün çok komik bi espriler yapmıştım, neydi o?
-öf.

misafir gezdirmeç

-işte burası daaa benim odam.
-a, the proper study of mankind. okudun mu?
-cık.
-vaay, being and time, bunu okudun mu?
-onu da bi heves almıştım ama daha fırsat olmadı.
-bu freudlar?
-onlar selin'in :(
-...
-...
-...
-seni şu ipek ongun rafının önüne mi alsak acaba :(

üç kağıt

-ablaa, benle kağıt oynasana.
-oynarım ama önden beş dakika sırtımı ovcaksın.

(sırtımı ovarken)

-şimdi de sevgi yap.
-nasıl?
-işte "ciciii, güzeeel, tatlııı" diye.
-cicii, güzeeel, tatlıı...
-tamam şimdi de bloglarımı öv.
-ney :(

game of thrones

annemle game of thrones'un son bölümünü izliyoruz (506). bölümün başında arya'nın nihayet house of black and white'ın arka tarafını görmesine izin veriyorlar. yerlerde mumlar, gizemler, ihtişamlar... ve biz :(

-ay ben o mum ışıklarını ilk bakışta bekleyen otobüs sandım.
-hee, tapınağın kapısı meğer mecidiyeköy'e açılıyormuş.

müzikli maceralar

salonda şarkı söylüyorum:
-yeter çektiiiiğim, insaf et gayrıııı...
annem geliyor:
-kızım söyleme böyle şeyler, üzülüyoruz.
-aa, neden?
-keşke sesin daha güzel olsaydı diye.

:(