Sunday, August 23, 2009

yatili okul bebesi

tatilden nihayet dondum, tatil anisi anlatayim bari.

bundan uc dort gun kadar once guzel bir sahil kasabasinin guzel bir dondurmacisinda denize karsi bal bademli sakizli dondurma yemek gibi ulvi bir guzellige mazhar oluyordum ki nazari dikkatimi yan masada heyecanli heyecanli bir seyler anlatan bir kiz celbetti.

hayatim boyunca hiiic yalan soylememis, hiiiic baskasinin konusmasina kulak kabartmamis, hiiiic dedikodu yapmamis bir insan oldugumu tekrar hatirlattiktan sonra kizin soylediklerini tamamen iradem disinda, kazara duydugumu belirteyim.

neyse, anladigim kadariyla ya yatili bir okulda ya da universite ogrenci yurdunda ilk senesini geride birakmis bu kiz 'artik alistim. tabii dolaptan yere dusen kazaklari alip bastan yikamaya atmak zor oluyor ama alistim yurt hayatina' minvalinde bir seyler soyluyordu.

liseyi yatili okumus, universitede de yurtta kalmaya devam etmis bir insan olarak soyluyorum:

hayir yavrucugum alismamissin. sen birak dolaptan yere dusen kazagi bastan camasir makinesine atip yikamayi, yere dusen herhangi bir yiyecegi alip 'bir sey olmamistir' diye yemeden, iki gun disarida beklemis cig kofteleri 'zehirlenirsem ambulans cagirirsiniz tamam mi' deyip hupletmeden yurt hayatina filan alismis sayilamazsin.

bu cig kofte macerasinda basrolde kimin oldugunu soylememe gerek yok sanirim.
allah kimseyi aclikla terbiye etmesin.

siradaki haber: yurt odasinda ustunu degismeye utandigi icin dolabin kapaklarini ustune kapatip 20 santimetrekupluk alanda giyinip soyunan oda arkadasinin japonya akrobasi olimpiyatlarina uzanan basari hikayesi

3 comments:

-e said...

bu sene kaldigim yatakhanede duslar arasinda paravan yok (spor salonunda zaten hic yoktu da bu yatakhane yahu!). tuvaletler ise herhangi bir evde banyonun ortasinda duran klozet misali acik secik gorunur idiler gecen haftaya kadar. neyse ki bu hafta tuvaletler arasina paravan koydular da el ele tutusamiyoruz se'ederken. lakin hala kapisi yok tuvaletlerin. isin daha da eglenceli tarafi bizim tuvaletlerin ununu duyan kizlar zirt pirt tuvalete daliyorlar acaba nasilmis, deyu (ne nasilmis?), selamlasiyoruz.

bir tolerans gelistirdim ki oyle boyle degil. hey gidi amerika, nelere kadirsin.

siradaki haber: skinny dipping sonrasi ates basi maceralarim, soyunmacali bira-pong, buyukce bir grupla bir restorana giderken yalnizca kizlarin oldugu arabaya dusmem ve kizlarin yakin bir arkadasimin cinsel organinin boyunun kisaligindan bahsetmeye baslamalari...

not: onaylamayabilirsin bu yorumu. izin verdim. onaylama da zaten. is almayalim basimiza.

not2: yatili okuldan sonra yurtdisi maceralarin hakkinda girdiler de bekliyoruz.

-e said...

1. kiz ben sana onaylama demedim mi? mese sopasi ile kovalayacam hele gel sen aksama eve de...
2. hayir oynamadim. birak soyunmacalisini, bira pong dahi oynamadim. birayi da sevmem zaten. fazla tepki veriyorsun diyorsan, haklisin belki ancak bu konuda hassasim - bu oyun yalnizca bi oyun degil bi kulturun temsili. illet bi kulturun temsili. neden oraya yazdigima gelince, sen yurt odasinda ustunu degistirmeye utanmaktan bahsedince, ayni dogrultuda, kultur sokunu yansitan sahit oldugum olaylari aktarmak istedim - iyi ki de istedim, gayet de guzel bi ornekti, cuk oturdu (megalomanim biraz, dogrudur). lakin... hayir efendim, oynamam o oyunu. bu konuda hassasim. nokta (.)

Anonymous said...

ahaha, bir de şöyle düşünün, ben çıplakken çok çok az insanın yanında rahat edebiliyorum çünkü bedenimle yeterince barışık değilim. brad pitt olsam yiğidin malı meydanda der, geçerdim, brad pitt olsam...