Monday, November 2, 2009

limon agaci, mecnun ve digerleri

annemin en sevdigim yonlerinden birisi hazircevap olmasi, iyi ortayi aninda gole cevirmesidir.
bu durumu bir ornekle aciklamadan once kisa bir izahat vermem lazim: limon agaclariyla aramda gizemli bir duygusal bag oldugundan amcam bana izmir'den saksida bir limon agaci gonderdi. evlat gibi benimsedigim limonumla sik sik balkona cikip konusuyorum, yapraklarini filan oksuyorum, sevecenligi abartip agaca sarilayazdigim bile oluyor.

bu aciklamayi yaptiktan sonra gecen gun masada aile arasinda konusulanlara geciyorum:

kardes- bu hafta sonu arkadasim bizde yatiya kalabilir mi? okul servis ayarlamiyor, gidip gelmesi zor olacak.
ben- bence kalabilir ama parktan filan bank mi sokup getirecek napicaksa baksin basinin caresine, bizim yataklarimizda yatmasin. hatta gelsin ama evin icinde de kalmasin. balkonlardan birini kestirsin gozune. ama arka balkon olmaz, orasi benim limonumun evi.
anne- limonun arka balkonda degil yerini degistirdim.
ben- limonum! yavrum! evladim! beni birakip nerelere gittin? en kisa zamanda bulucam o limonu, gerekirse seda sayan'in programina cikip aglicam. duysun sesimi 70 milyon, bu hasretlik bitsin.
anne- bulamazsin. dalini kesip dilendiricem ben onu.

bu cumleyi duyar duymaz hickiriklara bogulmama, derdimden collere dusup senelerce limonumu arayacak olmama ragmen sezar'in hakki sezar'a, oyle ortaya boyle gol.

No comments: