Saturday, June 26, 2010

sinema, entelijansiya, konjonktur!

bugun kahvaltida ogleden sonra hangi filme gidilecegi konusuluyordu. kardesimle topu surekli birbirimize attigimizdan ikimiz de internetten su an hangi filmler oynuyor diye bakmamisiz. en sonunda vizyonlu bir lider gibi 'tamam ben gidip bakiyorum' diye olaya noktayi koymaya karar verdim. babamin mudahelesi gecikmedi:

-size kim sinemaya gidebileceginizi soyledi?
-ben iste filme gidemiyoruz, bari resimlerine bakalim diye bilgisayari acmaya gidiyordum
-resimlerine de bakamazsiniz
-yazilari okusak sadece?
-tamam o olur, cok acmayin interneti, azicik kisikta kullanin, hemen bitmesin

ey kari! bunca zamandir sonuna kadar acamadigim internetlerde size blog yazisi yetistircem diye ugrastim, artik siz de sevabina aranizda para mi topluyorsunuz napiyorsunuz, su yaziyi okuduktan, bu zulme taniklik ettikten sonra bu babasinin baskisi altinda cile ceken edibenize iki sinema bileti alirsiniz, nankor degilsiniz ya?

(niye iki bilet, cunku kardesim olcak o kisi de bu aralar pattis kizartma konusunda kendini baya gelistirdi, kunefe yapmayi ogrensin diye lobi yapicam, hadi gari, hepiniz bi lira verseniz...)

No comments: